Eli açık, Cömert, İyi anlaşabilen, Kendini tam ifade eden, Pratik, Hamarat, Eli lezzetli, Keskin zekalı, Yaşamı kolaylaştıran, Kendini işine adayan, Kendini eşine adayan, Kendini çocuğuna/çocuklarına
“Kelebeğin ömrü kısa” Biz insanoğlunun ki uzun sanki! Doğuyoruz… Nafile yaşamakta var; sadece bir tırtıl gibi Kozaya girmeden Öylece terk eylesek dünyayı kader denirdi Ama
Doğum; Var oluştur Başlangıçtır Hayata ilk adımdır… Başkalarının yaşama sebebi olmaktır aynı zamanda, Başkalarının hayatına da başlangıç olmaktır, Başkalarına da hayat vermektir, Başkalarının sorumluluğunu da
Bir arkadaşımın çocuğunun Atatürk konseptli doğum günü kutlaması için yaptığım posteri paylaşıyorum. Bu posterin çocuk resmi olmayan kopyasını aşağıdaki adresten indirebilirsiniz. https://drive.google.com/file/d/16nCWnTtAH6d1jdHsxs64PPR-PVfo3RN8/view?usp=sharing Posterde yazan Atatürk’üm
Hayatım sen; Okyanusun neresi olduğunu bilmediğim yerinde, Rotasını kaybetmiş, Pusulası bozulmuş ve Bulutlardan Kuzey Yıldızını da göremez halde, Sağa Sola dönen bir gemi iken ben…
Her söz daha bir bilinçli artık… Bir güne şöyle başlayınca insan; Anneçim babaçım Ben kalktiiiii Guunaayydın İşe mi baba (anne), paramı kazanmaya mi? Hııı! Tamam!
Yer altından çıkartılan gün yüzü görmemiş bir taş düşün; harbi ustasına denk gelirse değer kazanır, Bir tahta düşün ağaçtan öylece kesilip bırakılmış; odun deyip yakmakta
Takvimin yılına bakıyorum da; Doğum tarihimin yılı ne kadar da eskimiş… Hayat denilen süre içerisinde yaşadıklarımı gözümün önüne getirmeye çalışıyorum; her şey sanki az önce
Ülker’in 29 Şubat telafi günü reklamı; kadınlar, özel günleri önemsemez görünseler de; sevgilisini, kocasını, oğlunu mazur görüyor görünse de, bunun gerçeğin tam zıttını yansıttığını çikolata
Bu yazıyı ilk defa bir başka bir kişi ile yazmaya çalışıyorum. Kaç kere yazı yazdığım(ız) ekran kapandı, Kaç kere yazı silindi, Kaç kere yeniden başladım(k)
92. doğum günün kutlu olsun Türkiye Cumhuriyeti’m.
O günleri nasıl unutabilirim ki; Kardeşim, yaşasaydı senin küçük abin olmuş olacak olan, Onur ölmüştü: Babam = ruhsuz beden gibiydi, Annem = ruhsuz beden gibiydi,
Son Yorumlar