Liyakati Olmayana Torpilli Atamalar Darbedir
Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu rektör olarak atandı.
Atanabilir.
Sorun yok; ama hak ediyorsa, siyasi ödüllendirme ve adam kayırma yok, amaç Boğaziçi Üniversitesini dünya çapında bir eğitim yuvasına dönüştürülmek için ise EVET!
Ama Boğaziçi Üniversitesinin çoğu kişi tarafından bilinen siyasi görüşünü veya eğitim üyelerini sindirmek ve eğitim kadrosunu iktidar ideolojisine göre şekillendirmek için ise HAYIR!
Bu sadece bir Üniversite için de değil, diğer tüm kamu olsun özel olsun tüm kurum, kuruluş, şirket, sendika, sivil toplum örgütü gibi yapılanmalar içinde geçerlidir.
LİYAKAT Sahibine makam verildiğinde, geriden gelenlerde, başarı yakaladıklarında makam sahibi olacaklarını düşünerek işlerine dört elle sarılırlar.
Ama makam, torpili olana verildiğinde, geriden gelen bir süreye kadar “bu benim işim, yapmam lazım” diye düşünse de zaman içerisinde işine küserek “aman ya banane, torpilli/veya torpillinin adamları yapsın”a dönüşür.
Bunun sonucunda kalite düşer, düşen kalitenin sorumlusu olarak atanan görünmez, diğer çalışanlar görülür, torpilli ye kendi ekibini kurma adı altında kadrolaşma yetkisi verilir,
KADROLAŞILIR
ELE GEÇİRİLİR
DARBEnin bir diğer adıdır, YÖNETİMİ ELE GEÇİRMEDİR
İşleyiş iyice karışır çünkü liyakatsizlik yüzünden işi bilenler de devre dışı kalmıştır,
Dışarıdan danışman tutulur,
Falan filan derken şirketler iflasın ve/veya özelleştirmenin eşiğine gelirler.
İşte TORPİL aslında DARBEnin bizzat kendisidir.
Bir LİYAKATlinin yerine bir torpilli geçerse ne olur diye sakın düşünmeyin.
“Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı komutan bir orduyu, ordu koca bir ülkeyi kurtarır.” demiştir. Cengiz Han
Hem bir de şu var; Seçimle iş başına gelenlerin, seçilenleri seçmemesi de ayrı bir muamma değil midir?