Yakın tarihimizde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde tüm Anadolu halkının birlikte ve ölümüne vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesi yerine ağızlarında Fransız Devrimi, Lenin’in gerçekleştirdiği Bolşevik İhtilali olan, biz Türkler olarak tarih sahnesinde bütün dünyanın kabul ettiği bir sürü lider çıkarmışken Che’ye özenen, Allah’ın sözleri olan Kuranı Kerimi kapatıp dini ikinci plana atan Karl Marx’ın Das Kapital’ini birinci kaynak edinen, Allah’ı temsil eden beyaz Hilal ve Hz. Muhammed’i temsil eden beyaz Yıldızlı, rengini şehitlerimizin kanından alan kırmızı bayrağımız yerine orak çekiçli kızıl bayrağı taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan insanların manevi yaşantılarını hiçe sayarak, kendi düşüncelerinin hepsinin doğru olduğunu düşünüp, Anadolu halkına onlar ile alakalı en ufak bir şeyi bile danışmayı kendilerine yediremeyen ve bu yüzden de halkın desteğini arkasına almadan harekete geçen bir grup donanımlı olduklarını zanneden genç grubun önderliğini yapmıştır Deniz GEZMİŞ.

Tabii ki bunu yaparken siyasete göre toy denilebilecek yaştaydı, hataları olabilirdi, kimse ona bu bu hatalı şöyle şöyle yap diye nasihat vermedi.

Bir elini kaldırdığında arkasında binlerce yoldaşını ayağa kaldırabilecek veya oturtabilecek düzeyde liderlik vasıflarını taşıyan Deniz GEZMİŞ 06 Mayıs 1972’de dar ağacına doğru adım atarken maalesef o yoldaş dediklerinden yanında bir kaç kişi vardı. Diğer yoldaş görünen hainler göt korkusundan ya analarının eteklerinin altına saklandılar yahut yurt dışına kaçtılar yahut saf değiştirdiler ( isimlerini söylemeyeyim onlardan bazıları şimdi en acımasız kapitalist, bazıları en azılı bölücü )… Oysa o kadar bin kişi bir bassa hapishaneden kaçıramazlar mıydı ÖNDERlerini! Aklım almıyor.

Konuşacak, yazacak bir sürü şey var aslında ama uzatmayayım, özetle;

Tarihinden ders almayan milletler yenilmeye mahkumdur, tarihimiz Göktürklerden beri yazılı tarihtir başkaca elin gavurunun tarihine, nasihatine ihtiyacımız yoktur.

Dinimiz İslam’dır, insanca yaşamak için gerekli öğretiler Karl Marx’ın Das Kapital’inde değil Allah’ın sözleri Kuranı Kerimde mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyeti’nde çalışkan Müslüman Türk Anadolu halkına kendini ispat etmeden, Müslüman Türk Anadolu halkını bütünüyle yanına almadan, bir kimsenin ve/veya bir grubun mevcut sisteme karşı başlatacağı her hangi bir ihtilal hareketi, düşünce ne kadar iyi niyetli olursa olsun, mevcut sistem de ne kadar kötü olursa olsun, kesinlikle sonuçsuz kalacaktır.

NOKTA

Senin Allah katında nasıl bir insan olduğunu bilemeyiz Deniz Gezmiş; Allah taksiratını affetsin.

Deniz GEZMİŞ’in babasına son mektubu;

Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum.

İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler…

Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş

6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi