Hasta Garantili Şehir Hastaneleri de Artık Yabancıların
Kapitülasyon, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde, bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları olarak tanımlanmaktadır.
Devlet arazisi tahsis edilerek, Hasta Garantili Şehir Hastaneleri yaptırıldı.
Bir ülkede, yönetenlerin hasta sayısını azaltmaya yönelik hizmetlerde bulunması gerekirken, Hasta Garantili Şehir Hastanesi tabiri kulağa pek de SAĞLIKLI gelmemektedir.
Hastaneye Hasta Gelmezse, ben gelmeyen yani sağlık durumunu iyi ettiğim ya da kendi kendini tedavi eden vatandaş karşılığını ödeyeceğim demek ironi değil de nedir?
Şöyle düşünelim;
Hasta başı para alan, üstüne üstlük hastanın sağlık durumuna göre, uygulanan tedaviye ve süresine göre de para alacak bir anlaşmada, hastaneyi işleten irade hastayı hiç tek seferde iyi edip gönderir mi?
Ayakta giren hastaya, bahane ile tahliller yaptırıp, sudan sebep ile konaklatıp daha fazlasını götürme peşine koşmaz mı?
Para kazanma düzeni arkadaşlar; para kazanma hevesi peşinde koşan insanlar, maaşlarını veren patrona ihanet ederler mi, ona daha fazlasını kazandırıp gözüne girmeye çalışmazlar mı?
Sağlıkta da mı?
Evet sağlıkta da!
Çünkü sağlık endüstrisi dünyanın en acımasız para kazanma sahasıdır. Parayı veren aşıyı, ilacı alır, tedavisini olur! Güncel örnek Covid-19 aşılarını ilk tamamlayan ülkelere bakınız!
Ve şimdi de, Şehir Hastanelerini yapan ve ihale gereği işleten yerli firma asıl iş alanı AVM işletmeciliği olan Danimarkalı ISS firmasına devredildi. Rekabet Kurumu da onayladı.
Yani 49 yıl boyunca şehir hastanelerine hesaplanan hasta başı ödenecek para, yani vergilerimiz Danimarka ya gidecek.
Bu KAPİTÜLASYON değil de nedir? Osmanlı İmpoaratorluğu’nu bitiren, yabancılara verilen bu ayrıcalıklardı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, Osmanlı’ya ait ne maden ocağı, ne tren yolu , ne deniz yolu vardı! Ya Fransızlar, ya İngilizler ya da İtalyanlar kazanıyordu.
Acaba Danimarkalı ISS firmasında hangi Türklerin ortaklığı var? (Ben gerçekten bilmiyorum, sadece içimden gelen sesi yazıya döktüm)
Danimarkalı firma, Türk sağlık çalışanı da istese çalıştırmaz, yabancı doktor, hemşire, sağlık çalışanı da getirir, Türk DNAsına uygun hastalıkta ithal eder…
Hem bu daha Danimarkalı Firma, onunda başkasına satmayacağını bilemeyiz. Ballı Tereyağlı Devlet Garantili Uzun Ömürlü bir sektör nihayetinde!
Bu gibi anlaşmalara, dünya üzerinde eşi benzeri olmayan, hatta diğer ülkelerin hayranlıkla baktığı proje diyorlar, bence hayranlık değil de kendisine yönetici diyenler, nasıl olurda ülkelerinin parasını böyle çarçur eder diye hayret ediyorlardır; sadece mimiklere bakıyorlarsa hayret ile hayranlık aynı yüz mimikleri ile canlandırılabilir. (Deneyin hak vereceksiniz)
Ben olsam, Devlet Projesi için olduğu için, tüm masraf her ekonomik krizde kemer sıkan vatandaşın vergilerinden karşılanacaktır, o halde bu proje için harcanan masraf + şirket kar tutarı karşılanır karşılanmaz, ilgili bakanlık hangisi ise proje sonucu o bakanlığa devredilecektir. şeklinde ihaleyi gerçekleştirirdim.