Sarı yelekliler; Fransa da artırılan vergilere karşı çıkan Fransızlar için, eylemlerini yaparken ağırlıklı olarak sarı yelek giymelerinden dolayı yakıştırılan ad…

Bizde de artan vergilere, artan benzin mazot fiyatlarına, artan elektrik – doğalgaz fiyatlarına, ödenecek tutarı artan aynı market sepetimize yani artan hayat pahalılığına… buna rağmen ücretlerde uydurdukları ve her türlü oynanabilen enflasyon sepetine göre bile daha aşağıda zam yapılmasına yani, bir önceki zamanlara göre refah düzeyimiz azalmasına rağmen, vatandaşlar olarak bir araya gelip iktidara karşı durabilir miyiz?

Neden durmayalım?

Ama bizler eylem yaparken iktidarın yalakaları aramıza katılır sağı solu yağmalar veya karşımıza dikilir sanki onların bizden başka hakları varmış da biz sadece kendi haklarımızı savunuyormuşuz gibi bizi derdest etmeye çalışırlar… devletin güvenliğinden sorumlu polis, asker hırsızlara, uyuşturucuculara, tecavüzcülere, sapıklara, katillere, teröristlere karşı göstermediği sertlik ile sözde asayişi sağlamaya çalışır…

İktidar sahipleri; eylem yapanların gerçekte neden eylem yaptıklarını göz ardı ederek, kendi taraftarlarına uydurma hikayeler ile olayın aslından döndürmeye çalışır…

…

Uzun lafın kısası; takım tutar gibi particilik olduğu müddetçe eylemlerin hiç birisi başarıya ulaşmaz.

Halk vardır. Parti yoktur.

Halkın birlikteliğinden doğan gücü üzerinde hiç bir güç yoktur.

Unutmayalım ölülerin hiç bir şey söylemeye hakkı yoktur. Ama yaşayanların her şeyi söyleme haklarını yaradan yaratarak zaten vermiştir. Susturmak kimin haddine!

Başlık olarak sorduğum sorunun cevabını vereyim: Türk Halkı zamanı gelince sarı yelekte giyer, kırmızı yelekte giyer, mavi yelekte giyer… bu hareket bir başladı mı önünde hiç bir güç kalmaz. Ülkenin sahibi olduğunu zannedenler tarih boyunca halkın ayakları altında ezilmişlikleri az değildir.