Türk Silahlı Kuvvetleri sınırın öbür tarafında, Suriye’nin Afrin kentinde, ülkemizi parçalamaya çalışan bölücü terör örgütlerine karşı haklı savunma harekatı düzenliyor.

Bu harekat sırasında gazetelerde, televizyonlarda yine gönüllü olarak savaşa gitmek istediklerini beyan ederek askerlik şubelerine başvuran vatandaşlarımız ile karşılaşıyoruz…

Bu görüntüler bana 300 Spartalı filmindeki bir sahneyi hatırlattı;

Sparta kralı ve kendi seçtiği en iyi savaşçılarla birlikte toplamda 300 kişilik bir bir ordu yola koyulurlar…

Yolda krala destek vermek isteyen, komşu yerlerden gelen daha kalabalık bir ordu ile karşılaşır. Diğer gelenler Sparta kralına;

• Hepiniz bu kadar mısınız? diye sorar…

Kral diğer gelen kalabalıktan birisini seçer ve sorar;

• Senin mesleğin ne?
  * Fırıncı
• Ya senin?
  * Demirci
• Ya sen ne iş yaparsın?
  * Çiftçi
• Peki sen?
  * Ayakkabıcı
  …

Kendi adamlarına seslenir;

• Siz ne iş yapıyorsunuz arkadaşlar?

Hepsi bir ağızdan bağırmaya başlarlar;

• Savaş, savaş, savaş…

Ve filmin devamında görürüz ki; işini bilen bir kişi, o işi yapabileceğini düşünen binlerce kişiden daha başarılı olur!

Eline silah almamış veya bir iki kez ateş etmiş herkes kendisinin asker gibi savaşabileceğini düşünüyor…

Kendini savaşçı zanneden bir sivilin cepheye gitmesi demek, oradaki asker için destek değil köstek olması anlamına gelir. Asker düşmanı mı ortadan kaldırmaya çalışacak yoksa bu sivilin hayatını kurtarmaya çalışacak?

…

Varacağım nokta şu;

Ülkemizin savunması için sadece asker gibi savaşmak gerekmez; diğer her meslekte uzmanlaşmış iş gücüne de ihtiyacımız var!

Asker eğitimini aldığı görevini icra etsin…

Ben kendi mesleğimi icra edeyim,

Siz de kendi işiniz neyse onu yapın.

Unutmayın vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.