Hayırcılar Ne Yapmalı?
… nerelerden nasıl bu sonuca gelindiğinden bahsetmeyeceğim. Hepimizin malumu!
Peki her şey bitti mi?
Tabi ki hayır!
Biz hep mevcut anayasaya ilaveler yaparak ya da maddelerini değiştirilerek yeni anayasada anayasanın ülkemizi tehlikeli noktaya götürecek yetkilere imkan sağladığına parmak basmıştık. Evetçiler’de yok öyle bir şey demişlerdi…
Evetçiler ya da Hayırcılar diyerek ayrım yapmaya çalışmıyorum. Sadece verdiği oy seçiminden bahsediyorum.
Bu sonucun üzerine iyi analiz yapmamız lazım; anayasa değişikliği ile ne değişti, bu değişimi kendi lehimize çevirebilir miyiz, bu değişimden nasıl faydalanabiliriz, bu değişimin geri dönüşü yok mu, bu değişimi nasıl geri döndürebiliriz?
Yapmamız gerekenler; mağlubiyeti kabul edip bir köşeye sessiz sedasız çekilmek, elimizi eteğimizi çekmek, suya sabuna dokunmamak değil; yeni anayasa ile sahip olduğu yetkileri, ülkemizi tehlikeli noktaya götürecek kişi veya kişilere veya onlara destek olanlara karşı haklı karşıtlığımızı göstermemiz gerekmektedir.
Haklı karşıtlık diyorum; yani eğriye eğri doğruya doğru diyelim. Sadece muhalif olmak, zıtlık yapmak için değil.
Tek başına karar verecek yetkiye sahip bir adama karşı çıktığımız noktada biz aynı yanılgıya düşmemeliyiz.
Düşünülen, yapılacak, yapılan işe hangi açılardan destek oluyoruz/oluruz yada neden karşıyız ve çözüm önerimiz ne? Amacımızı iyi anlatabilmemiz lazım hemde bunu ülkemizin en ücra köşesindeki insanımıza, onların anlayacağı dilde anlatmalıyız.
Biz halkız. Biz halkın diğer yarısıyız.
Şimdi var gücümüzle bir sonraki seçimlere hazırlanmamız lazım. Evet şimdiden çünkü zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçmektedir. Sonraya bırakılan hiç bir işte de amaç istenildiği gibi gerçekleşemez.
Yapıcı muhalefet olup, yapıcı muhalif olacak adam gibi adam bir lider seçmeliyiz… Bizde adam gibi adam olmalıyız.
Demokrasiden bahsederken 94 yıldır var olup İsmet İnönü, Deniz Baykal, Bülent Ecevit ve Kemal Kılıçdaroğlu yani her 24 yılda bir adam seçen CHP ve 48 yıldır var olup Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli yani 24 yıla bir adam seçen MHP mantığı ile demokrasi anlatılamaz; kaybeden gitmeli!
Halkın içinde olmalı, onların omzumuza elini atıp sorunlarını anlatabileceği mesafede olmalıyız.
Bir sonraki seçimler için yeni yapıdaki unvanı ile bir kaç başkan adayı belirlemeliyiz. hem de halkın içinden, demokrasiye araç değil de amaç gözüyle bakan, kaşı ayrı gözü ayrı oynamayan, çevresinde kim olursa olsun kim ne derse desin sakinliğini koruyabilen ağzını bozmayan, halkı kulakları ile dinleyen, şikayet etmeyip çözüm üreten, kimsenin inancına siyasi görüşüne karışmayan, yaftalamayan bir başkan adayı!
Erken değil aksine şimdi tam zamanı.
Unutmayın muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut!