Düşünüyorum öyleyse varım diyen Descartes bu sözü ile insanın varlığının düşüncesi ile bağlantılı olduğunu ifade ediyor.

Düşünemeyenler nedir; bitkiler ve hayvanlar. Her ne kadar hayvanlar düşünür deseniz de hayvanlar düşünmezler içgüdüleri ile hareket ederler. Tek amaçları yaşamlarının devamını sağlamaktır. Hayatta kalmaktır. İhtiyacı olanı kadarını avlamak, güçsüzü elemek onların görevidir. Sakat, hastalıklı hayvanları ortalıkta çok fazla sayıda göremezsiniz. İnsanların olmadığı yerlerde nadir olarak görseniz bile çok uzun süre göremezsiniz. Karnım acıktı avlanayım yemek yiyeyim. Abdestim geldi bir köşede yapayım. Çoğalma zamanı geldi sex yapayım. Yavru doğdu besleyeyim. Sınırlarıma saldırı oldu savunayım. Hayvan bütün bunları iç güdüsel olarak yapar.

Bizim hayvan olduğumuz doğrudur ama bizi hayvanlardan ayıran tek fark düşünebilmemizdir. Bu sayede doğumdan ölüme yol aldığımız bize biçilen bir ömürde ömrümüzü hem kendimize hem diğer insanlara hem de canlılara değerli kılmaya çalışırız. (Allah’ın bir emridir bu ama kaç kişi böyle yaşıyor.)

Allah insanları sadece bak ben düşünebilen canlılar da yaratıyorum diye yaratmamıştır. Allah’ın tektir ve bunu ispat edeceği başka bir güç yoktur. Melekler tam itaat ediyor, bitkiler tam itaat ediyor, hayvanlar tam itaat ediyor, insanlar da tam itaat edecek ama düşündükten ve sınavları bir bir verdikten sonra…

Cennet insan dışında başka hiçbir canlıya mükâfat olarak verilmemiştir.

İnsan dışında başka hiçbir canlıda ceza olarak Cehennem ile tehdit edilmemiştir.

Nedir insanoğlunun sınavları?

Allah insana kendi ruhundan üflemiştir cümlesi aslında bunu tam olarak anlatmaktadır. İyilik, mutlu etme, acıma, affetme, kötülükleri cezalandırma, adaletli olma, herkese eşit muamele…

Düşün.

Çok şanslı bir zamandayız. Gazete, Radyo, Televizyon, İnternet elimizin altında. İnsanlığın yaratılışından bu tarafa her türlü bilgiye erişim hiç bu kadar kolay olmadı. Tabi ki her türlü bilgi derken iyi olanı da var bu bilgilerin içinde kötü olanı da! Burada yine iş bu bilgiyi değerlendirecek olan insana kalıyor.

Bir insan, Allah’ın, insanın hem bu dünya için hem ahiret için yol gösterici olarak, Hz. Muhammed (Allah’ın selamı O’nun üzerine olsun) aracılığı ile gönderdiği Kuranı Kerim’i okuyup ta mantık süzgecinden geçirdiğinde şunun farkına varacaktır ki; Allah’ın emirleri aslında insanın bencil değil bütün canlıların hayatına değer katması içindir. Bir kişiye, bir zümreye, bir zamana has değildir.

Kuran Kerim’in emirleri insanın özgürlüğüdür ama bazı dogma beyinler bunu en uç kötülük noktasından anlayarak Allah’ı kötü göstermektedirler. Allah korkulan bir yaratıcı değil, Allah sevilmesi gereken bir yaratıcıdır.

Allah’ın yarattığı hiçbir canlıda kusur yoktur.

Allah’ın insana verdiği beyin içerisinde gerçekleşen düşüncelerde de kusur yoktur ama yine Allah’ın yarattığı şeytan ile akdinin kötü yönlendirmesinden kaynaklı düşünceler olabilir.

Peygamberimizi düşünelim; Hz. Muhammed (Allah’ın selamı O’nun üzerine olsun), kendisinden farklı düşünen insanları öyleci böyleci diye yaftalamış mıdır, kendisinden farklı düşünenleri zindanlara mı hapsettirmiştir, kendisinden farklı düşünenlere düşüncelerinden vaz geçsinler diye işkence mi etmiştir, kendisinden farklı düşünenleri kendisi gibi düşündürmek için savaş mı ilan etmiştir?

Yoksa elçiliğini yaptığı Allah’ın emirlerini kimseyi incitmeden mi tebliğ etmeye çalışmıştır.

Düşünüyorum, farklı düşünmenin suç olduğuna da inanmıyorum, istedikleri gibi yaftalasınlar önemli değil benim vicdanım rahat. Vatanımı seviyorum, vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır anlayışı içinde de gereğini yapıyorum.

Başkaları hakkında iyi düşünen insan düşünceleri hapsetmez,

Başkaları hakkında iyi düşünen insan düşünceleri düşünenleri korkutmaz,

Doğru olduğunu, haklı olduğunu iddia eden insan anlatsın, ikna etmeye çalışsın, kafamda şüphe bırakmasın ama anlatamıyorsa, anlatıyorsa ama ikna edemiyorsa, şüpheleri kapatamıyorsa bıraksın herkes kendi düşüncesini açıklasın.

Karşımdaki Allah değil; o yüzden kimseye boyun eğmek zorunda değilim.

Düşünceleri hapseden ve korkutan kişi kendisini ilah zanneden zavallı bir mahlûktur. Yeri tarih sahnesinde ki diğer diktatörler gibi hezimettir.

Diktatörlerin ve çıkarı için diktatörün buyruklarına uyup Allah için savaşıyoruz deyip aslında Allah yolundan sapanların durumu da hezimettir.

Düşüncelerin özgürce dile getirildiği, etraflıca tartışıldığı, doğru ile yanlışın bu etraflıca tartışıldığı bir gelecek bizlerin olsun.