Ne Bekliyorsun
Niye bu yazıyı okuyorsun;
Kendine bir şeyler katabileceğim mi düşünüyorsun,
Yoksa öylesine zaman geçsin diye mi?
Ya gazeteyi,
Ya dergiyi,
Ya kitabı niye okuyorsun?
Niye maç izliyorsun?
Niye bir diziyi takip ediyorsun?
Niye film izliyorsun?
Niye tiyatroya gidiyorsun?
Niye müzik dinliyorsun?
Bir nedenin yok mu!
Alışkanlıktan mı…
Başkalarının yaşantılarından bir şeyler katabilirim kendime diye mi,
Yoksa zaman geçirmek için mi yapıyorsun,
Yoksa elalem sosyal görsün diye mi yukarıdaki yazdığım faaliyetlerin içerisindesin?
Eğer başkalarının yaşantılarından bir şeyler alabilirim diye yapıyorsan bu faaliyetleri devam et…
Ama diğer seçeneklerden birisine yakınsa cevabın kalk ve hemen bir aynada kendine bak kendi kendine şu soruyu sor; “Neresindeyim hayatın, ne bekliyorum”
Kazandım diyebiliyor musun kendine!
Boş bahaneleri bırak. Bari kendini kandırma.
Birşeyleri beklediğin belli ama o beklediklerin armut piş ağzıma düş olamaz. Yüce Rabbine ne kadar yalvarırsan yalvar tevekkül denen bir şey var yani önce çabala bir noktaya getir sonra Allah noktasını koysun.
Bu halinle beklediğin… olsa olsa ruhunu bedeninden ayırıp uzaklaştıracak ölüm meleği olabilir. Onu da bu şartlarda sana sevecen falan davranacağını bekleme, belki de en hiddetlisinden sana yaklaşacaktır… neden diye sorabilirsin; bir kere sana bahşedilmiş hayatı heba ettiğin için.
İnşallah bir şeyler kapabilmişsindir bu yazdıklarımdan. Eğer yine anlamadıysan bu yazıdan hiç bir şey, senin hakkında sadece bir şey diyebilirim ben; “nato mermer nato kafasın sen”.
Bu yazıyı bitirdiğine göre
Hadi kalk yaşayacak zamanın var
Kendine ve insanlığa yararlı sana yaradılışına layık bir şeyler yapmaya başla.
Hayallerinden en basitini düşün mesela ve o basit hayalinle birlikte hayallerini gerçekleştirmeye adım at. Kim tutar seni. Milyonlarca sperm arasından birinci geldin Allah’ın yarattığı bu iğrenç dünya mı seni durduracak. Kulaklarında yaratıcının sesini duymuyor musun. “Hadi kulum kalk, ben seni boş durasın diye yaratmadım, kendine gel.”
Güneş doğuyor güneş batıyor uyanıyorsun uyuyorsun hayata tad katmak senin elinde.
Oyuncusu sensin bu hayatın. Anlık görünen kaybolan figüran rolünde bir film ile hayatını noktalamak mı istersin yoksa diğer filmlerde de unutulamaz başrol rolleri oynamak mı. Karar senin.
Ben sadece sana bir nasihat vermek istedim. Bak ben senin düşüncelerinde seni uyandırabilmeyi amaçladım. Bir şeyler yaptım yani boş durmadım.
Bu yazıyı çalıştığım şirketin servisinde yazıyorum. Yarım saatlik bir mesafe. Uyuyabilirdim ama ölünce zaten yeterince uyuyacağız değil mi. Zamanımın boşa gitmemesi lazım. Boşa zaman geçirmek organlarından birinin kopması ile eşdeğer.
Geleceğe dönüş filminde bir sahne vardı; geçmişe gitmişlerdi ve geleceğe ait fotoğrafta yavaş yavaş siliniyorlardı, bir şeyler yapmasalar yok olacaklardı. Şimdi sen farklı bir durum da mı olduğunu düşünüyorsun. Yok oluyorsun arkadaşım yok oluyorsun ama bunu idrak edebileceğin bir fotoğraf yok elinde. Kendin kendine idrak edemiyorsun maden, o halde beni dinle.
Kendi kendine yavaş yavaş ölüme sürükleniyorsun. Bir diğer tabir ile intihar ediyorsun. Hadi uyan uykundan bundan sonraki kalan zamanını yaşa.
Yarın sonra falan deme
Hadi şimdi…