Ceylanım, Gözümün Nuru
Ceylanım, gözümün nuru dermiş sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızına küçükken, kızının nikahında söyledi.
Anne baba neler neler demez ki yavrusuna; aslan parçam, paşam, sultanım, güzelim, yakışıklım, prensim, prensesim, meleğim, kuzum…
Gözlerimi kapatıyorum haberler açılıyor gözlerimin önüne… feryatlar yankılanıyor kulaklarımda, sel olup akan yaşlı gözler ile birlikte bende ağlıyorum… şehidin, tecavüze uğrayanın, maganda kurşunu ile hayatı sona erenin, kocası tarafından vücudu darp edilmiş kadının, çektiği sıkıntılara dayanamayıp kendi hayatına son verenin… bedenine girerek izliyorum çevremde olup bitenleri… Anlam veremiyorum neler olup bittiğine? Böylemi olması gerekiyordu ki? Geride bıraktıklarıma ne olacak şimdi? Kurbanın annesinin babasının eşinin kardeşinin sevdiğinin… bedenine giriyorum; nedeeeeeeeeennnnnnn diye çığlık atıyorum, kalbim sıkışıyor, daralıyorum, her şey bir korkulu bir rüya gibi geliyor, gerçek olamaz, uyanmak istiyorum kabusumdan ama her şeyin gerçek olduğunu anlıyorum!
Açıyorum gözlerimi ve merak ettiğim soruyu sormak istiyorum sayın Cumhurbaşkanına ve çevresinden bir an olsun ayrılmayanlara: diğer çocuklar piç mi ki; bir eşyaymış gibi muamele görüp, yaşadıkları kaderleri anlayışı ile varlıklarının geleceğinin güzelliği için çaba gösterilmedi, gösterilmiyor; 14 yılık ve devam eden tek başına iktidar döneminde?