Günlük, Uyarı, Vatan için, Vatandaşlık

Alıştırmaya Çalışıyorlar, Alışmayacağız

Paylaş; başkaları da faydalansın!

A_picture_is_worth_a_thousand_words

Montaigne Denemeler adlı eserinde alışkanlık konusuna aşağıdaki gibi değinmiştir.

Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikayeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yönsemeleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da, hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. «İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez» diyenlere benim diyeceğim şudur: «İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?»

Şehit haberinin olmadığı günlük ana haber bültenleri yok gibi…

Üzerleri bomba yüklü yürüyen ölüler kalabalık ortamlarda kendilerini patlatarak kendileri ile birlikte çevrelerinde onlarca insanın canını alıyorlar…

Her gün birileri birilerini öldürüyor <> birileri öldürülüyor…

Her gün birileri intihar ediyor…

(www.ruhunaelfatiha.com sitesinde günlük haber bültenlerinde, yukarıdaki laylar neticesinde Hak’kın rahmetine kavuşmuş vatandaşlarımızın bilgilerini bulabilirsiniz.)

Alıştık gibi bu haberlere, olağanmış gibi geliyor; hayatın vazgeçilmez bir parçası gibi görmeye başladık sanki artık!

Ama değil; Müslüman, herkesin hakkı ne ise onun verildiği, halkın isteğine önem verilen demokratik, geleceği planlamış bir ülkede olmaması gereken şeyler bunlar!

Ama kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyenler kendi çıkarlarını koruma altına alabilmek için, bize, bu olayların hayatın bir parçası olduğunu kanıtlamanın çabası içerisindeler…

Alıştırmaya çalışıyorlar, alışmayacağız çünkü gerçekler bunlar değil!

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.