Zengin Ülkeydik, Ne Zaman Gariban Düştük?
Ya ben yanlış hatırlıyorum ya da bana ilkokuldan itibaren ders veren öğretmenlerimin taraf tuttukları kitaplar ile öğrettiği bilgiler yanlış.
Bu ülke, yani Türkiye’miz hayvancılıkta, tarımda, yer altı zenginliklerinde kendine yeten bir ülke değil miydi?
Bir birinden özellik bakımından ayrılmış yedi bölgede bölgeler içerisinde de bölümlerde farklı farklı sebze meyve hayvan yetiştiriciliği yapılmıyor muydu? Farklı farklı madenlere ev sahipliği yapmıyorlar mıydı?
Buralardaki üretimden hem üreticinin hem tüketicinin zarar etmemesi için, Toprak Mahsulleri Ofisi, Fiskobirlik, Lif Levha fabrikaları, Kumaş işleme fabrikaları Sümerbank, kağıt fabrikaları SEKA, Et Balık Kurumu… gibi kurumlar ve taban tavan fiyatı politikası yok muydu?
Hepsi satıldı.
Ekonomi politikası zenginlerin emanet edildi.
Ne oldu da dışarıdan en basit ürünümüzü bile ithal edecek duruma düştük?
Yurtdışına ihraç ettiğimiz üretimlerimiz ne zamandan beri standartların altında kaldı da ülkemiz gümrüğüne geri döndü ve içeriye satıldı ve neden?
Okuma yazmayı öğrendiğimden beri öğrendiklerim “YANLIŞ” tı diyeyim. Yani bu topraklar hiçbir canlıya yaşam olanağı sağlamayan çorak topraklardı diyelim. Peki, uygarlıklar beşiği Anadolu neden uygarlıklara beşiklik yapmıştı. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Urartular, Asurlar, Bizans, Selçuklular, Osmanlı… üzerinde hiçbir şey olmayan topraklar için mi birbirlerini tarih sahnesinden silmişlerdi?
Biz Osmanlı İmparatorluğu sıfıra inmesin diye niye mücadele ettik. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar bu topraklara madem çorak neden geldiler?
Boş yere gelmediler; başkaları bu toprakların her bakımdan ne kadar değerli olduğunu içinde yaşayanlardan daha iyi biliyorlar!
Tarım YAPMIYORUZ
Hayvan YETİŞTİRMİYORUZ
Maden ÇIKARTMIYORUZ
Alıyorlar dışarıdan dışarıdan dışarıdan her şey dışarıdan…
Tarlalarda mahsul kuruşa satılamazken gemilerle gelen ithal ürünler ile karıştırdıkları çiftçimin alın terinin ürününü bizi liralarla almaya mahkum ettiler…
Ahırlarda hayvanlar kocarken bizi yurt dışından gelen ne olduğu belirsiz hayvanların etlerini yemeye mahkum ettiler…
Madenlerimiz ya üstleri kapatıldı ya eşe dosta peşkeş çekildi…
Yazık değil mi verimli topraklarımıza koca koca hepsi bir birinin aynı bina dikmeye, yazık değil mi meraların hayvanlar yerine kepçelere açılmasına, yazık değil mi dünya kendisinde olmayan madenler için olan ülkelere sudan sebeplerle savaş ilan ederken üzerini kapatmaya yok pahasına satmaya!
Yazık değil mi şehitlerin kanları ile sulanmış toprakların satılmasına…
Dışarıdan sebze, meyve, hayvan, maden cevheri almamıza hiç gerek yok!
Yeter ki biz doğru insanların doğru yerlere gelmesini, oturduğu makamda doğru işler yapmasını sağlayalım.
Türkiye’miz, hayvancılıkta da, tarımda da, yer altı zenginliklerinde de kimseye muhtaç kalmadan kendine yüzyıllarca yetecek bir ülkedir…
Seçiminizi doğru yapın. Doğru seçim yapmalarına aracılık edin…
BU DEĞERLİ VATAN TOPRAĞI BİZİM!