Yalnızlar Melankolisi
Hele ki bu ilkbahar aylarında anlıyor insan yalnızlığın ne menem bir şey olduğunu;
Yalnız olunca insan kedilerin senede birde olsa koklaşmasına bile gıcık gidiyor,
Kumrular bile inadına gagalarını bir birine değdiriyorlar adeta öpüşüyorlar gibi,
Kuşların söyledikleri şarkıların tınısı sırf senin yalnızlığına inat geliyor kulağına,
Kelebeklerin bir birlerinin kanatlarından tutup nispet yaparcasına tıyırda tıyırda uçuşları sinirlerine dokunuyor insanın,
Ya o çiçeklerde ne öyle, cıvıl cıvıl renk cümbüşü sen kışı yaşarken daha,
Şarkılar daha bir etkiliyor, daha bir içlendiriyor insanı,
Çevresinde bir kalabalık insan sürüsü,
Ağız hareketleri durmuyor,
Kahkahalar falan,
Ama yok yok kalbin sahibi yok,
Baktığı her yerde görebildiği sadece kendisinin yalnızlığı,
Dağılacak birkaç dakika sonra da bu kuru kalabalık,
Yine çıkacak bütün yollar yalnızların rıhtımına, sokağına, mahallesine, evine, odasına bırakacak,
Tek kişilik kimsesiz yalnızlıklarda böyle melankolide insan,
İnsanlar çift yaratılmıştır diye bir söz var ya hani; sorusu yalnızın; sahibim çiftim nerede?
Yalnızlık teklik mi peki her zaman;
Tabi ki hayır;
Daha beterleri de var;
İki kişilik yalnızlık var ki; bu en beteri,
Birisi var,
Ama sadece birisi var,
Ete kemiğe bürünmüş bir şey,
Evinde,
Yanında,
Yanı başında,
Yatağında…
Ama ne sahip olduğu ruhu doldurabiliyor bedenini,
Ne de bedeni senin ruhuna ev sahipliği yapabiliyor,
Yani elalem var desin gibisinden!
Yalnızlık güzel bir şey değil,
Ama yine de;
İki kişilik yalnızlıktan daha iyi bir şeydir tek kişilik yalnızlık.