İngilizler’in bir sözü var: Tüm milletlerin savunmadan ümidini kestiği yerde Müslüman Türk’ün taarruzu başlar!

İşte böyle, bizi düşmanlarımız bizden daha iyi tanıyorlar.

Tarihinden ders almayan milletleri düşmanlarını, idam hükmünün saati gelene kadar zindanda; ağızlarına bir damla su bir lokma bir şeyler vererek yaşayacaklarına inandırırlar. Milletler ise yavaş yavaş ölüme gittiklerinin farkında değillerdir.

En büyük örnektir Çanakkale, en ibretlik hikayelerle doludur; kedi ile farenin oynadığı ama farenin kazandığı bir mücadeledir. Kim biliyor ki bunu, kim anlıyor ki! Che Guevera diyorlar, Lenin diyorlar, Fransız devrimi diyorlar, Magna Carta diyorlar, Filistinmiş, Mısırmış, Afganistanmış, Libyaymış… Oysa ki düşmanlarımızın bile kabul ettiği şekilde tarihin akışını değiştiren bir milletiz biz. Ülkemde sözde bir idea belirlemiş insanların, benim Türk tarihimin dışında başka milletlerin yaptığı olaycıkları örnek almalarına akıl sır erdiremiyorum.

Bu toprakları düşman postallarından arındıran kahramanlarımız ruhunuz şad olsun, mekanınız cennet olsun. İçiniz de ferah olsun çünkü ben bu toprakları, vücudumdaki son kan damlası toprağa değene kadar düşmana teslim etmeyecek olan mücadeleci vatanseverlerden sadece bir tanesiyim ve benim gibi düşünen koskoca bir ordu var. Hainlere duyurulur!

Yazının devamında Çanakkale Savaşından Anektodlar bulacaksınız!