Canavar Pornosu, Kadın Kadını Bu Hallere Sokarsa
( Bir ev kadınının fantezisine bakın ) Yeni fantezi: Canavar pornosu
‘Grinin 50 Tonu’nun tüm dünyada yarattığı tantanayı hatırlıyor musunuz? Boş verin, boş verin! Hatırlamadan unutabilirsiniz… Bu defa işler ciddi!
ABD’li bir ev hanımının yazdığı bu kitap meseleyi bambaşka boyutlara taşıdı. Bir canavar, bir ‘orman adamı’ tarafından kaçırılan bir grup kadının tecavüze uğraması ve daha sonra bundan ‘zevk’ alır hale gelmesini anlatan ‘skandal’ kitap satış rekoru kırıyor! Kitabın adı, ‘Cum For Bigfoot’… Türkçe’ye çevirmeye terbiye standartları izin vermiyor ama ‘Kocaayak’a zevk vermenin yolları’ diyelim, geçelim…
Hiçbir promosyon, reklam çalışması olmadan sadece kulaktan kulağa yayılan bilgilerle tam 100.000 satıyor ‘canavar pornosu’! Üstelik kitabın bir yayıncısı bile yok ve sadece dijital kitap olarak satılıyor. Amerika, İngiltere ayakta; ‘bireysel yayıncılık’ bu defa ciddi ciddi tartışılıyor; ‘Nereye gidiyor bu dünya?’ altı çizile çizile soruluyor bu defa!
BİR EV HANIMININ ‘ACIMASIZLIĞI’
‘Skandal’ı başlatan Virginia Wade adında bir ev hanımı… Evinde otururken bir anda eski bir filmden bu fikir aklına geliyor ve bir oturuşta koca bir fantezi romanını yazıyor. Bu kitap öyle bir gecede patlayan kitaplardan değil. ‘Çılgın’ ev hanımımızın dediğine göre ilk ay 5 dolar filan kazanabilmiş sadece. Ancak bir kişi okumuş, diğerine söylemiş; sonra diğeri de binlercesine… Kitabın editörlüğünü babası yapmış, annesi de Almanca’ya çevirmiş. Wade ailesi ‘aşmış’ anlayacağınız! ‘Piyasada canavar pornosu açığı mı var; o zaman biz bunu paraya çevirebiliriz’ diyerek de son derece açıkça niyetlerini belli ediyorlar… Hatta o kadar ki ‘parayı bulduktan’ sonra kızını özel okula veren Wade, ona şunu bile söylemiş: “Bu okulun parasını Kocaayak veriyor”
UZAYLILAR, YARI AYI-YARI İNSAN KARAKTERLER…
Wade, işleri büyütmüş sonra; kitabı ‘seri’ haline getirmiş. Bir kitabı aşağı yukarı 3-4 günde bitirdiğini söylüyor. ‘Dark Lord tarafından tecavüze uğrama’ ve ‘Korsanlar tarafından kaçırılma’ temalarını işlediği kitaplar da yazmış ama hiçbiri ‘Kocaayak’ kadar tutmamış. Paranın kokusu sadece Wade’e gelmemiş tabii… Hemen başka kitaplar da çıkmış. Kutuplarda ‘yarı ayı-yarı insan’ tarafından kaçırılan ve tecavüze uğrayan belgeselci kadının hikâyesini mi istersiniz; Frankenstein’in ‘kirletildiği’ küçük öyküler mi? Uzaylılar da var tabii işin içinde… Piyasa çok açık; garip bir karakter yarat, 10-15 sayfa yaz, 5-6 liraya sat!
BİREYSEL YAYINCILIK TARTIŞILIYOR
Peki, her şey bu kadar ‘özgür’ olabilir mi? Daha doğrusu olmalı mı? ‘Ben yazıyorsam insanlar da alıyor kardeşim!’ savunması canavar tecavüzünde bile geçerli midir? Elbette bu ‘para’yı kazanmanın bir bedeli var. Medya, yayıncılar, politikacılar; herkes kızgın canavar pornocularına… Habere yorum katmadan vermesiyle ünlü BBC bile geçtiğimiz hafta İngiltere’de de patlayan bu akımı ‘Hastalıklı kitapların satışı’ başlığıyla duyurdu. The Kermel, Amazon’u topa tuttu; ‘Para için babanızı satarsınız!’ demeye getirdi. İşin özü, dünya bireysel yayıncılıkla ilgili ciddi bir sınavdan geçiyor. İnternetin özgürlüğü bu defa gerçekten can yakıyor; daha çok can yakacağı da şimdiden kesin bilgi!
VİDEOYU YASAKLADIK AMA KİTABI?
Görüntülü pornoyla ilgili dünyanın her yerinde ciddi önlemler var ama; söz konusu ‘yazılı’ bir şey olunca, herhangi bir canlandırma nesnesi kullanılmadan sadece hayal gücüyle yapılan bir ‘eser’den bahsediliyorsa; nasıl bir önlem alınacağı bilinmiyor! ‘Ne yani kitabı da mı yasaklayacağız; sansür bu noktaya geldi mi?’ ile ‘Canavarın kaçırıp tecavüz ettiği kadını yüz binlerce kişinin zevk alarak okumasını sineye mi çekeceğiz?’ hassasiyetleri kıran kırana çarpışıyor.
SIKIYSA HEPSİNİ SİLİN!
Forumlar bu hikâyelerle dolu. Ücretsiz olarak yayınlanan 1 sayfalık yazılar bile acayip tıklanıyor. Peki, sıkıntı bunun paraya dönüşmesinde mi; yoksa bizzat kendisinde mi? Eğer sorun ‘tecavüzün meşrulaştırılmasıysa’; canavar pornocuları diyor ki, “O zaman sıkıysa bütün hikâyeleri silin internetten? Yapabiliyor musunuz?”
ŞOV DÜNYASININ ORTA SINIFA VERDİĞİ CESARET
Bunun adı, orta sınıfın delirmesi! Virginia Wade, gerçekten marketten her sabah aynı saatte süt alan bir kadın. Ortalama, sıradan bir kadın… Belki diyor ki içten içe, ‘Rihanna Instagram’dan poposunu 50 kere çekiyorsa, Miley Cyrus canlı yayında esrar içiyorsa; ben neden fantezilerden bahsedemeyeyim?’ Her gün biraz daha sınırların zorlandığı ‘şov dünyası’nın ‘sıradan’ seyircisi artık sadece ‘şaşkınlıkla’ izlemekten yoruldu televizyonunu… ‘Ben de yapabilirim’ler yetenek yarışmalarıyla başladı, webcam’lerden soyunmayla devam etti ve en sonunda ‘edebiyat’a da en sapık haliyle sıçradı işte…
YA TÜRKİYE’YE DE SIÇRARSA?
İnsan ister istemez buraları düşünüyor! Ya bizim buraya da sıçrarsa? Bizde tecavüze ilgi, hala ‘üstü kapalı’ olarak seyrediyor. Serdar Turgut, geçen ay ne güzel açıklamıştı köşesinde ‘Küçük Gelin’in reyting rekoru kırmasının sebebini: “Çocuk gelin dizisi de sosyal bir soruna, bir acıya parmak bastığından ve seyircisi de birdenbire çok duyarlı, çok düşünceli hale geldiğinden değil, bazı kafaların genç kız çocuğu fantezilerini ekranda bir şekilde görme arzusunu tatmin ettiğinden seyrediliyordur.” Bu üstü kapalı, ‘cık cık cık; vay şerefsizler!’ kılıflı ilgi bile kan dondururken, her şeyin bu kadar açık açık yaşandığı bir dünya ne tür hasarlar yaratır? Yoksa ‘açık açık’ yaşanırsa, ‘iğrençlik’ yüz üstüne çıktığı için, ‘taciz’den ‘tecavüz’den soğuma, uzaklaşma başlar mı? İşte bu da başka bir hassasiyet çarpışması…
Yazı: Mehmet Özdoğan tarafından yazılmıştır ve http://m.gazetevatan.com/Columnists/Article?ID=594486 adresinde yayınlanmıştır.
Bütün kadınları kendilerini cinsel obje olarak gösteren bütün yayınların yazarlarına ve yayıncılarına karşı isyana davet ediyorum…